Yapay Zeka Sözlüğü, yapay zeka alanında kullanılan terimleri ve kavramları açıklayan kapsamlı bir kaynaktır. Yapay zeka, bilgisayar sistemlerinin insan benzeri zekaya sahip olabilmesini hedefleyen bir alanı temsil eder. Bu sözlük, yapay zeka ile ilgili terimleri anlayabilmek ve kavramları keşfedebilmek için önemli bir başvuru kaynağıdır. Her bir terim, açıklayıcı ve anlaşılır bir şekilde tanımlanır, böylece kullanıcılar yapay zeka konusunda daha iyi bilgilenebilir ve anlamını kavrayabilir. Yapay Zeka Sözlüğü, yapılandırılmış bir şekilde bilgi sunarak, okuyucuların yapay zeka dünyasında yol almasına yardımcı olur ve bu heyecan verici alanla ilgili farkındalığı artırır.
Yapay Zeka Sözlüğü
Yapay Zeka (AI): Bir makinenin, insan zekasını ve davranışını taklit ederek kararlar alma ve görevleri gerçekleştirme yeteneğidir. Örnek: ChatGPT, sorularınızı yanıtlayabilir ve sesli komutlarınızı yerine getirebilir.
Algoritma: Yapay zekanın kendi kendine öğrenmesine yardımcı olmak için verilen bir dizi kural veya talimata denir. Örnek: Bir navigasyon uygulaması trafik, mesafe ve yol koşullarını dikkate alarak bir yerden diğerine en hızlı rotayı bulmak için bir algoritma kullanır.
Chatbot: Metin mesajları yoluyla insanlarla konuşarak sohbet edebilen bir bilgisayar programı olarak özetleyebiliriz. Örnek: Bing Chat, sorularınızı anlayabilir ve mantıklı yanıtlar verir.
Veri Bilimi: Farklı türdeki verileri incelemek ve anlamlandırmak için matematik, bilgisayar ve bilgiyi birleştiren bir alan. Örnek: Birçok gönderiye bakarak ve örüntüler bularak sosyal medyada nelerin popüler olduğunu anlayabilmek.
Karar ağacı: Bir seçimler hiyerarşisini ve bunların olası sonuçlarını takip ederek karar vermeye yardımcı olan yapay zeka modelidir. Örnek: Bir banka, birinin gelirine ve kredi puanına göre kredi almaya hak kazanıp kazanmadığına karar vermek için bir karar ağacı kullanır.
Doğal Dil İşleme (NLP): Bilgisayarlara insan dilini anlamayı ve kullanmayı öğretmek için kullanılan bir sistemdir. Örnek: Soruları yanıtlayabilen ve ev ödevlerinde size yardımcı olabilen bir sohbet robotu.
Büyük Dil Modeli (LLM): Metni anlayan ve duruma göre yeni metin oluşturan akıllı bir bilgisayar programıdır. Örnek: GPT-4 metinleri anlayabilir ve yenilerini oluşturabilir, soruları yanıtlayabilir ve çeşitli konularda bilgi sağlayabilir.
Makine Öğrenimi (ML): Bilgisayarlara geçirdiğiniz vakitte yaptığınız hareketlerden öğrenen bir sistem. Örnek: Netflix, daha önce izlediklerinize göz önünde bulundurarak beğenebileceğiniz yeni filmler önerir.
Denetimli Makine Öğrenmesi: Doğru cevapları örnek olarak kullanarak bilgisayarları eğitmek. Örnek: Bir bilgisayar programına bir e-postanın spam olup olmadığını anlamayı öğretmek.
Denetimsiz Makine Öğrenmesi: Bilgisayarlar, ne arayacakları söylenmeden kendiliğinden verilerdeki kalıpları bularak öğrenirler. Örnek: Konuların ne olduğu söylenmeden haber makalelerini konuya göre gruplandırma.
Reinforcement Learning (RL): Bilgisayarlar, bir şeyleri durmadan deneyerek ve bu denemelerin sonucunda ödüller ya da cezalar alarak yapıp yapmamaları gerektiğini öğrenir. Örnek: Deepmind’ın kendi kendine nasıl futbol oynanacağını öğrenen bu robotları RL ile eğitiliyor.
Öğrenme Aktarımı: Benzer bir bir göreve yardımcı olmak için farklı bir görevdeki ilgili bilgiyi kullanmak. Örnek: Kedileri tanımlayabilen ve burada edindiği bilgilerle köpekleri de tanımlamayı hızlı bir şekilde öğrenebilen bir program.
Aşırı Öğrenme: Bir bilgisayar eğitimden çok şey öğrenilmesi ancak bu verilerin gerçek hayat koşullarında iyi sonuçlar verememesi. Örnek: Yalnızca geçmiş hava durumu verileri için çalışan, ancak gelecekteki tahminler için çalışmayan bir hava durumu tahmin botu.
Derin Öğrenme (DL): Bilgisayarlar, nöronlar benzeri bağlantı katmanlarını kullanarak çok sayıdaki veriyi işleyerek öğrenir. Örnek: Kendi kendine giden arabalar, trafik işaretlerini tanımayı ve engellerden kaçınmayı öğrenir.
Yapay Sinir Ağı (ANN): Bilgisayarlar, insan beyninin bilgiyi işlemek için nasıl çalıştığını anlar ve buna benzer davranır. Örnek: El yazısı ile yazılanları tanıyabilen bir program.
Tekrarlayan Sinir Ağı (RNN): Geçmiş bilgileri hatırlayabilen beyin benzeri bir bilgisayar sistemi. Örnek: Geçmişte öğrendiklerini baz alarak bir cümlede hangi kelimenin sonra geleceğini tahmin edebilmek.
Explainable AI (XAI): İnsanların bilgisayarların nasıl karar verdiğini anlamasını kolaylaştıran sistemlere denir. Örnek: Bir hastayı teşhis etmeye yardımcı olması için bir bilgisayar programı kullanan bir doktorun, programın neden o kararı verdiğini görebilmesi.
Kaynak: Hurracine
İçindekiler
A
- açgözlü: greedy
- açık kaynak: open source
- açık regresyon: explicit regression
- açıklık: range
- açılım: expansion
- açılmış: unfold
- adım büyüklüğü: stepsize
- adım kaydırma: stride
- ağ: network
- ağaç yapılı: hierarchical
- ağaççık: stump
- ağırlık: weight
- ahlaklılaştırma: moralization
- akan: running
- akıl: yürütme: reasoning
- aktif öğrenme: active learning
- alan: region
- algı: perception
- algı alanı: receptive field
- algılayıcı: perceptron
- algoritma: algorithm
- alıcı: receiver or sensor
- alıştırma: exercise
- altçizge: subgraph
- altküme: subset
- altuzay: subspace
- anabilim: semantics
- anahtarlı çizelge: hash table
- anlamlılık: significance
- anlmasal: semantic
- anlamsal bölümleme: semantic segmantation
- anlaşarak yönlendirme: routing-by-agreement
- anlayışlı: receptive
- anma: recall
- ara değerlemek: interpolate
- aralık: interval
- arama: search
- araştırma: research
- ardışık: cascade
- artçı: posthoc
- artı: positive
- artık: residual
- artık değişken: slack variable
- artımlı: incremental
- artırılmış gerçeklik: augmented reality
- asal: canonical or primal
- asıl örnek: prototype
- aşırı eğitme: overtraining
- aşırı öğrenme: overfitting
- ata: ancestor
- ayarlama: tuning
- ayırtaç: discriminant
- aykırı: outlier
- ayrık: mutually exclusive
- ayrıntı: detail
- ayrışım: decomposition
- ayrıt: arc or edge
- azalımlı: decremental
B
- bağ: link
- bağımsız ve özdeşçe dağılmış: iid
- bağımsızlık: independence
- bağımsız değişken: predictor
- bağlanım: regression
- bağlanım çiziti: regressogram
- bağlantı: connection
- bağlantısallık: connectivity
- bağlamak: concatanate
- bağlantıyı atla: skip connection
- bağlı: coupled
- bağlı çizge: connected graph
- bakışımlı: symmetric
- başarım: performance
- başlatıcı: initializer
- basşlangıç: inception
- bayesçi: Bayesian
- bedel: cost
- beklenti büyütme: expectation-maximization
- belge: document
- belirli bir forma getirmek: standardize
- belirti: symptom
- belirtim: predicate
- belit: axiom
- bellek: memory
- benzetim: simulation
- betimleme: description
- betimlemek: characterize
- bildirim: expression
- bileşen: component
- bilgi: information or knowledge
- bilgisayarlı görü: computer vision
- binom: binomial
- birikimli dağılım: cumulative distribution
- birini dışarıda bırak: leave-one-out
- birleşik: joint
- birleşim: combination
- birleştirmeli: agglomerative
- biyometri: biometrics
- boyut: dimension
- boyut uzayı: dimension space
- boyutlu: dimensional
- bölme: split
- bölmeli: divisive
- bölükleme: blocking
- bölüm: chapter or section
- bölütleme: segmentation
- budama: pruning
- bulanık: fuzzy
- büyük veri: big data
- büyüklük: norm
- büyütme: maximization
- büyütme çarpma: max-product
C-Ç
- cepheden: frontal
- çapa: anchor
- çapa kutusu: anchor box
- çapraz düzensizlik: cross-entropy
- ceza: penalty
- çapraz geçerleme: cross-validation
- çapraz katman doğrulama: cross fold validation
- çarpan: factor
- çerçeve: frame
- çatı: framework
- çekişmeli: adversarial
- çekişmeli üretici ağlar: generative adversarial networks
- çekişmeli üretici: generative adversarial
- çekirdek: kernel
- çekirdekleme: kernelization
- çeşitlilik: diversity
- çeşitli: varius
- çevrim: cycle
- çevrimdışı: offline
- çevrimiçi: online
- çevrimsiz: acyclic
- çevrit: contour
- çevriyazmak: transcribe
- çıkarım: extraction
- çıkarsama: inference
- çizelge: table
- çizem: diagram
- çizge: graph
- çizgesel: graphical
- çizim: plot
- çoğaltma: replication
- çoğulluk: plurality
- çoğunluk: majority
- çok aşamalı: multistage
- çok boyutluluğun laneti: curse of dimensionality
- çok: değişkenli: multivariate
- çok katmanlı: multi layer
- çok katmanlı algılayıcı: multi layer perceptron
- çok sınıflı: multiclass
- çoklu: multiple
- çoklu ağaç: polytree
- çoklu ayırıcı: polychotomizer
- çoklu görev öğrenmesi: multi task learning
- çoklu görev: multi task
- çokterimli: polynomial
- çokterimli zamanda bulunamaz: NP-complete
- çokyüzlü: polyhedron
- çözümleme: analysis
- çözümleyici: analyzer
- çözümsel: analytical
- çubukçizit: histogram
D
- dağılım: distribution
- dağılıma bağlı: parametric
- dağılıma yarı bağlı: semiparametric
- dağılımdan: bağımsız: nonparametric
- dağıtık: distributed
- dairesel: radial
- dairesel tabanlı fonksiyon: radial basis function
- dallan ve sınırla: branch and bound
- dayanak: reference
- değer atama: binding
- değerlendirme: evaluation
- değerlendirme metriği: evaluation metric
- değerlendirme metrikleri: evaluation metrics
- değişimsel: variational
- değişinti: variance
- değişmezlik: invariance
- denek: benchmark
- denence: hypothesis
- deney: experiment
- dengesiz: unbalanced
- denklem: equation
- derece çokterimlinin: order of a polynomial
- derin: deep
- derin sinir ağı: deep neural network
- derin sinir ağları: deep neural networks
- derinlik öncelikli: depth-first
- destek: support
- devingen: dynamic
- devrik: transpose
- dışbükey: convex
- dışdeğerleme: extrapolation
- dışlamalı veya: xor
- dinamik yönlendirme: dynamic routing
- dizey: matrix
- dizge: system
- dizi: sequence or string
- dizin: index
- doğal dil işleme: natural language processing
- dolgulama: padding
- doğrulama seti: validation set
- doğrulama kaybı: validation loss
- doğrultulmuş lineer ünite: rectified linear unit
- doğruluk puanı: accuracy score
- doğrusal: linear
- doğrusal saptama: lineer regression
- doğrusal olmayan: nonlinear
- dönem: epoch
- döngü: loop
- dönüşüm: transform
- durum: condition
- duyarlılık: sensitivity
- duygusallık: sentiment
- düğüm: node
- dürtü: stimulation
- dürümcü: wrapper
- düzeltme: correction
- düzeltme uzaklığı: edit distance
- düzenek: mechanism
- düzenlileştirme: regularization
- düzensizlik: entropy
- düzey: level
- düzleştirici: smoother
- düzleştirme: smooth
E
- ebeveyn düğüm: parent node
- edilgen: passive
- eğer-ise: if-then
- eğim: gradient
- eğitim dokümanları: tutorial
- egri: curve or spline
- eğrilik: curvature
- ek girdi: bias unit
- eklemeli: additive
- eklemleyici: articulator
- eksen değerleri: coordinates
- eksi: negative
- eksi olmayan: nonnegative
- eksik: missing
- eksik öğrenme: underfitting
- elemek: eliminate
- eleştirmen: critic
- elle yapılan: manual
- en büyük olabilirlik: maximum likelihood
- en büyük sonsal: maximum a posteriori
- en küçük kare hatası: least squared error
- en iyi: optimal
- en iyi ilk arama: best first search
- en yakın k komşu: k-nearest neighbor
- en yakın komşular: nearest neighbours
- en yakın komşu: nearest neighbour
- erişim: retrieval
- erken budama: prepruning
- esnek: flexible
- eş gen: allele
- eş zamanlı: simultaneous
- eşdeğişinti: covariance
- eşeyli bölünme: meiosis
- eşik: threshold
- eşiksiz: soft
- eşiksiz en büyük işlevi: softmax function
- eşlek: dual
- eşleme: mapping or pairing
- eşlenik: conjugate
- eşleştirme: matching
- eşli: paired
- eşlik: parity
- eşolasılık: isoprobability
- eşölçümsel: isometric
- eşzamanlama: synchronization
- etken: factor
- etkensel: factorial
- etki: influence
- etki ilişkilendirme kuralı: lift of an association rule
- etkilenim: activation
- etkileşim: int eraction
- etkili: efficient
- etkin: active
- etmen: agent
- Euclid uzaklığı: Euclidean distance
- evrişim: convolution
- evrişimli sinir ağları: convolutional neural networks
- eylem: action
F
- fayda: utility
- fazlalık: redundancy
G
- geç budama: postpruning
- geçerleme: validation
- geçiş: transition
- geçişli: switching
- geçitli tekrarlayan ünite: gated recurrent unit
- genel: generic
- genelleme: generalization
- genişletilmiş: augmented
- genişlik öncelikli: breadth-first
- gerçek zamanlı: real-time
- gerçek referans değer: ground truth
- gerekirci: deterministic
- geri yayma: backpropagation
- geriçatma: reconstruction
- geri bildirim: feedback
- gerilim: stress
- gerilim işlevi: potential function
- geriye doğru: backward
- geriye taşıma: backup
- geriye yayılım: back propagation
- gezgin satıcı: traveling salesman
- gezinge: trajectory
- gidişli: trending
- girdi: input
- girdi özelliği haritası: input feature map
- gizli değişken: latent variable
- gizçözer: decoder
- gizçözmek: decode
- gizyazar: encoder
- gizyazı: code
- gizyazı yöneyi: codebook vector
- gizyazmak: encode
- gölgeli: shaded
- gömme: embedding
- görece: relative
- görev: task
- görüntü: scene
- gösterge: indicator
- göstermelik: nominal
- gösterim: representation
- gözetimli: supervised
- gözetimsiz: unsupervised
- gözetimsiz öğrenme: unsupervised learning
- gözlem: observation
- gözlemsel: empirical
- gözlenebilir: observable
- gözlenemeyen: unobservable
- gradyan inişi: gradient descent
- gradyan çıkışı: gradient ascent
- güç işlevi: power function
- güncel olan en iyi durum: state of art
- gürbüz: robust
- gürültü: noise
- gürültü sinyali: signal to noise
- güven: confidence
- güvenlik açığı: vulnerability
H
- harita: map
- hata: error
- hata dizeyi: confusion matrix
- hata çubuğu: error bar
- hava devinim bilimi: aerodynamics
- hesaplama: computation
- hizalama: alignment
- hizip: clique
- hücre: cell
I-İ
- ıraksama: divergence
- ışın: beam
- ışın araması: beam search
- iç: internal
- iç çarpım: dot product
- iç çarpım: inner product
- içbükey: concave
- iddia: assertion
- iki yanlı: two-sided
- ikilem: dilemma
- ikili: binary or pairwise
- ikili ayırıcı: dichotomizer
- ikili çapraz: binary cross
- ikili çapraz entropi: binary cross entropy
- ikili sınıflandırma: binary classification
- ileriye doğru: feedforward or forward
- ileriye doğru yayılım: forward propagation
- ileti: message
- ilgililik: relevance
- ilingesel: topological
- ilinti: correlation
- ilişkilendirme: association
- ilk: initial
- ilke: principle
- imge noktası: pixel
- inanç: belief
- ince ayar: fine tune
- ince taneli: fine grained
- işbirlikçi filtreleme: collaborative filtering
- indirim: discount
- ipucu: hint
- iri taneli: coarse grain
- isometric: eşölçümsel
- istenmeyen elektronik posta: spam
- işaret: sign
- işbirlikçi: cooperative
- işitsel: auditory
- işlev: function
- iyileme: optimization
- iz: trace
- izdüşüm: projection
- izge: spectrum
- izgesel: spectral
- izleme: pursuit
J
- jeton: token
K
- k kat: k fold
- k merkezli: k-means
- kademeli evrişim: strided convolution
- kafes: lattice or trellis
- kanal: channel
- kanıt: evidence
- karar sınırı: decision boundary
- karışıklık: confusion
- kapsamak: cover or span
- kapsayan: exhaustive
- kapsül: capsule
- kapsül ağları: capsule networks
- karakteristik nokta saptama: landmark detection
- karar: decision
- kararlı: stable
- karesel, ikinci dereceden: quadratic
- karışım: mixture
- karışıklık: perplexity
- karma: hybrid
- karmaşık: complex
- karmaşıklık: complexity
- kat: fold
- kat ışıklık: impurity
- kategori: category
- kategorik: categorical
- katlıterimli dağılım: multinomial distribution
- katman: layer
- kat kat olmuş: stratified
- katmanlaştırma: stratification
- kaybolan eğim: vanishing gradient
- kavşak: junction
- kayan: floating
- kaynaklar: references
- kaynaştırma: fusion
- kayşat: scree
- kazanan hepsini alır: winner-take-all
- kelime gömme: word embedding
- kenar payı: margin
- kerte dizeyin: rank of a matrix
- kesikli: discrete
- kesiklileştirme: discretization
- kesin: exact
- kesin artı: positive definite
- kesinlik: precision
- kesişim: intercept
- keskin: hard
- ketleme: inhibition
- kısa soluklu: short term
- kısıtlanmamış: unconstrained
- kısmi, kısmen: partial
- kıstas: criterion
- ki kare: chi-square
- kilo kaybı: weight decay
- kimlik doğrulama: authentication
- kimlik matrisi: identity matrix
- kişisel asistan: personal assistant
- kip: modality
- kollu kumar makinesi: bandit
- konuşmanın bölümü: Part-Of-Speech
- koşullu bağımsızlık: conditional independence
- koşut: parallel
- koronal: coronal
- köşegen: diagonal
- kötü konumlanmış: ill-posed
- kötücül: malign
- kural: rule
- kural: oluşturma: induction
- kuram: theory
- kuşku: doubt
- kutucuk: bin
- küçültme: minimization
- küme: ensemble or set
M-N
- makale: paper
- makine görüsü: machine vision
- mailyet fonksiyonu: cost function
- mantıksal: Boolean
- menteşe yitimi: hinge loss
- merkezi limit kuramı: central limit theorem
- metin sınıflandırma: text classification
- meydan okuma: challenge
- model: model
- model varsayımı: inductive bias
- mutlak en iyi: global optimum
- müzik bilgisi alımı: music information retrieval
- neden: cause
- nedensel: causal
- nesne tanıma: object detection
- netice: consequence
- nicemleme: quantization
- normal: normal
- normalleştirme: normalization
- not: annotation
- nöron: neuron
O-Ö
- Occam’ın: usturası: Occam’s razor
- olabilirlik: likelihood
- olası: probably
- olasılık: probability
- olasılıksal: probabilistic
- olumsallık çizelgesi: contingency table
- oluşturulan: generated
- omurga: backbone
- ortalama: mean
- ortalama hassasiyet: mean average
- ortam: environment
- otokodlayıcı: autoencoder
- oturtma, uydurma: fit
- oylama: voting
- öbek: cluster or group
- ödül: reward
- ödünleşim: trade-off
- öğe: item or element
- öğrenme transferi: fine tuning
- öğrenme aktarması: transfer learning
- ölçek: scale
- ölçev: metric
- ölçüt: criterion or measure
- ön eğitim: pretrain
- önder öbekleme: leader cluster
- önermeli kural: propositional rule
- öngörü: prediction
- öngörü öğrenme: predictive learning
- öngörücü: predictive
- önsel: prior
- örnek: example or instance
- örnekleme: pooling
- örneklenmiş: sampled
- örnek program: pseudocode
- örnek tabanlı: case-based
- örneklemek: sample
- örtbas etmek: explaining away
- örtülü: occluded
- örüntü: pattern
- örüntü tanıma: pattern recognition
- otonom araç: autonomous vehicle
- öz: self
- özçağrılı: recursive
- özellik haritası: feature map
- özdeş: identical
- özdevinir: automaton
- özellik uzayı: feature space
- özellik çıkarma: feature extraction
- özgül: specific
- özgüllük: specificity
- özilişkilendirici: autoassociator
- öznitelik: attribute or feature
- öznitelik tabanlı: attribute based
- öznitelik tabanlı sınıflayıcı: attribute based classifiers
- öznitelik temsili: feature representation
- öznitelik çıkarımı: feature selection
- özörgütlemeli: self-organizing
- özyineli: recurrent
- özyineli sinir ağları: recurrent neural networks
- özyöney: eigenvector
P-R
- parçalı: piecewise
- patlamak: exploding
- patlayan gradyan: exploding gradient
- paylaşmak: share
- pekiştirme: reinforcement
- politika: policy
- politikalı: on-policy
- politikasız: off-policy
- rastgele: random
- rastgele: stochastic
- rasgele gradyan inişi: stochastic gradient descent
- rastgele örnekleme: bootstrap
- rastgele değişken: random forest
- rastsal: random
- rastsallaştırma: randomization
- reddet: dismiss
- renk kanalı: color channel
- resim tanıma: image recognition
- resim yazısı: image captioning
- ret: reject
- risk: risk
S-Ş
- S biçimli: logistic
- sabit: constant
- saçılım: scatter
- saf: naive
- saflık: purity
- saklı: hidden or latent
- saklı katman: hidden layer
- salınım: oscillate
- sanal: virtual
- sapma: deviation
- satır: row
- sayıl: scalar
- sayım: count
- sayısal: numeric
- sayısal hesaplama: numerical computation
- seçim: selection
- sepet: basket
- serüven: episode
- sesbirim: phoneme
- sesbirimcik: phone
- seyrek: condensed or sparse
- seyreltme: dropout
- sezgi: heuristics
- sezgisel: heuristic
- sezgisel arama teknikleri: heuristic search techniques
- sezim: detection
- sıçrama: jump
- sıfır denencesi: null hypothesis
- sıfır noktası eksenlerin: origin of axes
- sığ: shallow
- sığım: capacity
- sık örnekleme: up sampling
- sıkıştırma fonksiyonu: squashing function
- sıkıştırma: compression
- sınama: test
- sınıf: class
- sınır: boundary
- sınıflandırıcı: classifier
- sınırlayıcı kutu: bounding box
- sıra: ordinal
- sıra istatistikleri: order statistics
- sıra sınaması: rank test
- sıralamak: sort
- sırayla: sequential
- sırt: ridge
- sigmoid işlevi: sigmoid
- simge: symbol
- sinir ağları: neural networks
- sinir hücresi: neuron
- sipariş: jobshop
- sohbot: chatbot
- somutlaşmak: instantiate
- sonlu serüven: finite horizon
- sonlu tamamlayıcı: cofinite
- sonsal olasılık: posterior
- sonsuz serüven: infinite horizon
- sonuç: outcome
- sorgu: query
- sorumluluk atama: credit assignment
- soy: pedigree
- soy ağacı: phylogenetic tree
- soyundan gelen: descendant
- sönüm: decay
- sözcük torbası: bag of words
- süper çözünürlük: üstün çözünürlük
- süreksizlik: discontinuity
- sürüm: version
- sütun: column
- süzgeç: filter
- süzme: filtering
- şablon: template
- şehir içi uzaklık: city-block distance
- şekil: figure
T
- tabaka: plate
- taban: base or basis
- tam hassasiyet: full precision
- tampon: buffer
- tamamen: fully
- tanı: diagnosis
- tanıma: recognition
- tanısal: diagnostic
- tasarım: design
- tavlamak: anneal
- teğet: tangent
- tek değişkenli: univariate
- tek katmanlı algılayıcılar: single layer neural networks
- tek tip yapma: standardization
- tek yanlı: one-sided
- tekdüze dağılım: uniform distribution
- tekil: singular
- tekli bağlı: singly connected
- temel: principal
- tepe dağılımın: mode of a density
- tepki: response
- terim: term
- ters: reciprocal
- ters S: logit
- tersine mühendislik: reverse engineering
- tetiklik: vigilance
- timör çevresi: peritumoral
- toplam çarpma: sum-product
- topluluk: cohort
- topluluk metotları: ensemble methods
- toptan: batch
- toplu: corporate
- topluluk modeli: ensemble model
- tuz buz etmek: shatter
- tüm değişkenli: omnivariate
- tümleştirme: marginalize
- tümleyen: complement
- tümsek: bump
U-Ü
- uç: terminal
- uyarlama: adaptation
- uygunluk: eligibility
- uzaklık: dist ance
- uzaktan algılama: remote sensing
- uzamsal: spatial
- uzman: expert
- uzun kısa vadeli bellek: long-short term memory
- üretici: generative
- üretici öğrenme: generative learning
- üretici model: generative model
- üst: power
- üst düzey: higher-order
- üst değişken: hyperparameter
- üstün—: hyper—
- üyelik: membership
V
- ve: and
- ve ötekiler: et al
- vekil: proxy
- veri ambarı: data warehouse
- veri artırma: data augmentation
- veri bilimi: data science
- veri kümesi: dataset
- veri tabanı: repository
- veya: or
Y
- yaklaşık: approximate
- yaklaşıklama: approximation
- yanal: lateral
- yanlılık: bias
- yansız: unbiased
- yapay: artificial
- yapay sinir ağları: artificial neural networks
- yapay değişken: dummy variable
- yapı: structure
- yaprak: leaf
- yapısal bağıntı: logistic regression
- yarı kesin artı: positive semidefinite
- yarım hassasiyet: half precision
- yarışmacı: competitive
- yatık: oblique
- yayılım: propagation or spread
- yayım: emission
- yayın: diffusion
- yeniden örnekleme: resampling
- yerbetimsel: topographic
- yerel: local
- yerel minimum: local minimum
- yerölçümsel: geodesic
- yerini saptama: localization
- yığın: stack
- yığılmış: stacked
- yıkma: stacking
- yineleme: iteration
- yitim: loss
- yoğrukluk: plasticity
- yoğunluk: density
- yok olmak: vanishing
- yol: path
- yordam: procedure or strategy
- yorumlanabilirlik: interpret ability
- yöney: vector
- yönlü: directed
- yöntembilim: methodology
- yükleme: imputation or loading
- yükseltmek: boosting
- yüzey: surface
- yüz tanıma: facial recognition
Z
- zaman aşımı: timeout
- zaman çizelgesi: schedule
- zaman dizisi: time series
- zaman gecikmeli: time delay
- zamansal: temporal
- zararlı etken: nuisance factor
- zıtlık: contrast
- zincir: chain